ŞİİR
Aşka, | ||||
Kavgaya, | ||||
Bayrağa, | ||||
Kitaba, | ||||
ve Çileye dair... |
|
![]() |
||||||||||||||||||||||||||||||||||||
"Yar deyince kalem elden düşüyor" A. Karakoç |
![]() |
"Gül, gül ki dudağın
pembe bir güldür dikensiz. Gittin, beni, güller bile güldürmedi sensiz.. Gül, gül ki dudağın bana sevgi versin. Acaba, ismim dudaklarında kaldı mı dersin?" |
M. Kurtdede |
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü Işık ışık, dalga dalga bayrağım, Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım. |
|
Sana benim gözümle
bakmayanın mezarını kazacağım. Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım. |
|
Dalgalandığın yerde ne
korku, ne keder Gölgende bana da, bana da yer ver. Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar: Yurda ay-yıldızının ışığı yeter. |
|
Savaş bizi karlı dağlara
götürdüğü gün kızıllığında ısındık; dağlardan çöllere düşürdüğü gün gölgene sığındık. |
|
Ey şimdi süzgün,
rüzgarlarda dalgalı; barışın güvercini, savaşın kartalı yüksek yerlerde açan çiçeğim senin altında doğdum, senin altında öleceğim. |
|
A. N. Asya |
Tarihim, şerefim, şiirim her
şeyim; yer yüzünde yer beğen; nereye dikilmek istersen, söyle, seni oraya dikeyim... |
Ellerin yurdunda çiçek açarken Bizim ile kar geliyor kardaşım. Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? Dar geliyor, dar geliyor gardaşım. |
||
Gazel olmuş sıra sıra söğütler Dağ ardında unutulmuş şehitler Hürriyete seymen giden yiğitler İki gidib bir geliyor gardaşım |
||
A. Karakoç | Üç aylık bebekler tutuldu taşa Düşmanlar geriden eyler temaşa Yaradan böylesi vermesin başa Zor geliyor, zor geliyor gardaşım. |
Bu paradır boru
değil, Gün kazanılır, gün biter. Peynir gemisi bununla yürür, Düdük, bununla öter. |
Bu paradır, kokla bunu, Her şeyin başı budur. Seni katil etti, Beni memur." Anonim |
TÜFEK İCAD OLDU (Köksal Şahin için...) |
![]() |
Benden selam olsun Bolu Beyine Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Ok gıcırtısından kalkan sesinden Dağlar seda verip seslenmelidir. |
|
Düşman geldi tabur dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı Tüfek icad oldu mertlik bozuldu Eğri kılıç kında paslanmalıdır. |
|
Köroğlu düşer mi yine
şanından Ayırır çoğunu er meydanından Kır-at köpüğünden düşman kanından Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır. |
|
Köroğlu |
EKSİLENLER | |
Yok'ta noksan aranılmaz; Yasa budur, var eksilir. Ne tükenir sırda insan, Ne insanda sır eksilir. |
|
Hayat denen şu varlıkta Söz yücenin pazarlıkta Ölürsek bir mezarlıkta Üç metrelik yer eksilir. |
|
Elden ele, renkten renge Ölüm seldir can bir yonga Gidersek bozulmaz denge Halil'den bir eksilir. |
|
H. Soyuer |
BEKLEYEN |
|
![]() |
Ne hasta bekler
sabahı ne taze ölüyü mezar ne de şeytan bir günahı seni beklediğim kadar |
Geçti istemem
gelmeni yokluğunda buldum seni bırak vehmimde gölgeni gelme artık neye yarar |
N. F. Kısakürek |
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.Her şey akar, su tarih, yıldız, insan ve fikir;
Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.Akışta demetlenmiş, büyük küçük kainat;
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş; suya vurulmaz perçin?Rabbim isterse sular büklüm büklüm burulur,
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük!..Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.
Hamallık ki, sonunda ne rütbe var, ne de mal,Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu an;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı ne gün döner yurduna?Mermerlerin nabzında hala çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgar o sedayı: Allah bir!Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.Geldi ölümlü yalan, gitti ölümlü gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!Sakarya, saf çocuğu masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!..
Necip Fazıl KISAKÜREK
"İyi niyetli ve yardımsever bir arkadaşımla bir gün doğada gezinirken, kozasından çıkmaya çabalayan bir kelebek gördük. Kelebek kozanın lifleri arasından sıyrılmaya çalışmaktaydı. Yardımsever arkadaşım hemen kelebeğin imdadına koştu. Dikkatlice kozanın liflerini sıyırdı, kozayı araladı ve kelebeğin daha fazla çabalamadan kozadan çıkmasını sağladı. Ancak kelebek kozadan kolaylıkla çıktıysa da, biraz çırpındı ve uçamadı. Yardımsever arkadaşımın göz ardı ettiği gerçek şuydu:
Kanatlar ancak kozadan çıkma çabalarıyla güçlenir ve uçuşa hazırlanır. Kelebek kendini kurtarma çabalarıyla aslında kaslarını geliştirmekte, kendini ayakta tutacak, güçlü kılacak, uçmaya hazırlayacak hareketleri öğrenmekteydi. Yardımsever arkadaşım işini kolaylaştırarak kelebeğin güçlenmesine engel olmuştu. Artık kelebek hiçbir zaman özgürlüğü tanıyamayacak, hiçbir zaman gerçekten yaşayamayacaktı".
Psikiyatrist Ruth Sanford ’un bir yazısından uyarlanarak alınmıştır.
![]() |
"Sancım yine aynı yerden
vuruyor Bu kadar uzak mısın bana vuslat? Yatak düzelttiğin gibi duruyor, Gel kuruyan dudaklarımı ıslat!" |
A. V. Can |
Ana Sayfa / Özgeçmiş / Eserler / Bilimsel / Tartışma / Şiir / Eğlence / Linkler Kimya / Matematik / Hesap Makinası / Arama Son Güncelleme: 04 Mart 2002 Pazartesi 16:23 |
Bu site 2001 yılında A. Vecdi CAN tarafından hazırlanmıştır © Her hakkı saklıdır.